Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.
Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
(Nebe Suresi 12-13 Ayetler)
Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.
(Furkân Suresi 61. Ayet)
Önceki uygarlıklar tarafından ayın kendi ışığını yaydığına inanılıyordu. İncil güneşten ve aydan sadece boyut olarak farklı iki ışık olarak bahsederken, Kur’ân farklı terimler kullanarak aralarında ayrım yapar: ay için ışık (nur) ve güneş için kandil (sirâc).
Yakıtı kendinden olan aydınlatma araçlarına sirac denir. Çıra, kandil, lamba gibi. Bundan hareketle Güneşin enerji kaynağı kendisinden mevcut olup başka bir kaynaktan almaz.
Nur ise etrafa yayılan ve eşyayı görmemizi sağlayan ışık demektir. Kaynağı kendinden olmayıp Güneşten aldığı ışığı yansıttığı için Ay’a ‘Nur’ denmiştir.
Güneşin enerjisi, güneşin ana bileşeni olan ve çok yüksek yoğunluk, basınç ve helyuma dönüşen hidrojenin yanmasıyla üretilir. Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 santigrat derece ve çekirdeğinin sıcaklığı 15,6 milyon derecedir. Bu, bir helyum atomu yapmak için nükleer reaksiyona ve dört hidrojen atomunun füzyonuna yol açar. Bu reaksiyondan arta kalan enerji, kısa dalga ışınlarına, kızılötesi ışınlara ve ultraviyole ışınlarına bölünmüş elektromanyetik enerji şeklinde salınır. Güneşten çıkan enerjinin 2 milyonda 1’i yeryüzüne ulaşır. Güneşin üç günde yaymış olduğu enerji, dünyadaki bütün petrol, ağaç, doğalgaz vb. yakıta eşdeğerdir.
Bu, güneşin dünyaya ışık, sıcaklık ve enerji sağlamak için yapılmış mega atomik bir yığın gibi, enerjisini içeriden çok yüksek basınç, ısı ve yoğunluk altında doğal nükleer reaksiyonla elde ettiği anlamına gelir.
On dört yüzyıldan fazla bir süre önce, Şanlı Kur’an, yıldızlar ve gezegenler arasındaki farkı, güneş ve ay arasındaki farkta örneklendirdi. Modern gökbilimciler bu gerçeği ancak teleskop icat edildikten sonra ve yıldızlar ve gezegenler üzerinde fotometrik ve spektrogram araştırmaları uyguladıktan sonra keşfettiler. Yıldızlar aydınlık gök cisimleridir, gezegenler ise yıldızların ve güneşten gelen ışığı yansıtan karanlık gök cisimleridir.
Güneş, uzayda çok hızlı yüzen mega atomik bir kazıktır ve birçok farklı ışık, ısı ve enerji formuna sahiptir. Sadece parlak bir disk değil; daha ziyade parlayan bir lamba gibidir, ay ise yeryüzündeki geceyi aydınlatmak için güneş ışığını yansıtan bir gezegendir. Kur’ân ayrıca güneşi nasıl aydınlık ve alevle yandığını göstermek için parlayan veya yanan bir kandil olarak tanımlar. Bu, yüksek enerji üreticisi olarak güneşin bilimsel açıklamasıyla aynıdır. Kur’an metninde, bugün bu iki gök cismi hakkında bildiklerimizle çelişen hiçbir şey yoktur.
Peygamberin zamanındaki bir adam, çölün sakinleri tarafından iyi bilinen Güneş ile gecenin serinliğinin bedeni olan Ay’ı kolayca ayırt edebilir. Bu nedenle Kur’an’da bu konuda yapılan karşılaştırmalar oldukça normaldir. Burada dikkat edilmesi gereken ilginç olan, karşılaştırmanın ölçülü niteliğidir ve Kur’an metninde, o tarihte hakim olabilecek ve günümüzde fantezilik olarak görünecek herhangi bir karşılaştırma unsurunun olmamasıdır.
Yörüngeler
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
(Enbiyâ Suresi 33. Ayet)
Güneş sistemi, Yunanlı matematikçi ve gök bilimci Batlamyus’tan beri (m.s. 85-165) Yer Merkezli (Geocentric) Sistem olarak kabul edilmiştir. İlk defa Kopernik (m.s.1473-1543), Batlamyus’un yer merkezli sistemi yerine, “heliosentrik / güneş merkezli” sistemin olduğunu söylemiştir. Yörüngenin bilimsel açıklaması ancak 17. yüzyılda Alman matematikçisi ve astronomu Johannes Kepler tarafında yapılmıştır.
Halbuki, Kur’an-ı Kerimde yaklaşık on beş asır önce, değişik ayetlerle beraber, özellikle Rahman suresinin 5. ayetinde “Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte)dir.” denilmiştir. Fakat ilginçtir “hesaba göre” diye meal verdiğimiz kelimesi “husban”dır. “Husban” hesabın inceliğine, insan aklının kavrayamayacağı kadar dakik olduğuna işarettir.
Ayette hareketi ifade eden Arapça kelime, hareket eden bir cismin ürettiği hareket fikrini, ister bir kişinin bacaklarının yerde çalışan hareketi, ister suda yüzmenin hareketi olduğunu ima eden “yasbahun” fiilidir. Gök cismi söz konusu olduğunda, kişi orijinal anlamına göre, “kendi hareketi ile seyahat etmek” olarak tercüme etmek zorunda kalır.
Gece ve Gündüz
Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor. Güneşi ve ayı emri altına almıştır. Her biri belli bir süreye kadar akıp gider. Dikkat et! O, azîzdir, ve çok bağışlayandır.
(Zümer Suresi 5. Ayet)
Yukarıdaki ayette, Dünya’nın hareketi, fiil kökü sarığı başa dolamak, sarmak olan “tekvir”den gelen, Dünya’nın dönüşünün sargı gibi gece ve gündüze yol açtığı şekilde küresel bir gövdeyi örtmek anlamına gelen “yukavviru” kelimesiyle tanımlanır. Dünya’nın küresel şekline ek olarak, kelime aynı zamanda Güneş çevresindeki hareketinin en doğru ifadesidir. Dünyanın küresel şekli ve Güneş çevresindeki hareketi nedeniyle, Güneş her zaman Dünyanın bir tarafı karanlıkta iken, diğeri tarafını aydınlatır. Gölgedeki taraf, Güneş’in doğduğu günün parlaklığı ile değiştirilecek olan gecenin karanlığı ile örtülür.
Saros Döngüsü
Güneş ve Ay tutulmaları için kullanılan bir terimdir. Güneş ve Ay tutulmaları sabit sürelerde düzenli olarak tekrar eden, Rabbimiz tarafından programlanmış doğa olaylarıdır. Güneş veya Ay tutulması için Güneş, Ay ve Dünya’nın aynı eksende tam olarak aynı hizada olmaları gereklidir. Güneş’in, Dünya’nın ve Ay’ın aynı hizada hizalanması her 18 yıl, 11 gün, 8 saatte tekrarlanır. Bu döngüye Saros döngüsü denir.
Kuran’da Güneş (Şems)’in geçtiği ayetlerde 18 Allah kelimesi, 11 ayette geçmektedir. Bu 11 ayetin 8’inde Allah’a ve Güneş’e Ay da eşlik eder.
Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
https://www.quranandscience.com/..
https://www.islam-guide.com/..
https://sorularlaislamiyet.com/..
https://sorularlaislamiyet.com/..
https://kuranmucizeler.com/..
The Quran and Modern Science – Dr. Maurice Bucaille
la terre est plate, comment pouvez vous interepreter ces versets pour coller aux mensonges de la nasa.
la lune et le soleil en orbitent autour de la terre. El Ahdddd est STATIONNAIRE !