Sivrisinek ve Üzerindeki
Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstünde olanı (ondan daha zayıf bir varlığı) misal vermekten utanmaz. İnananlar onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler….
Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstünde olanı (ondan daha zayıf bir varlığı) misal vermekten utanmaz. İnananlar onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler….
Sizin en’âmdan (koyun, keçi, sığır ve deveden) alacağınız ders vardır. İçlerindeki fers (midede sindirilmiş gıdalar) ile kanın ayrışmasından oluşan ve içenlerin boğazından kayıp giden…
Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. (Müminun Suresi 12. Ayet) İnsanın yaratılışı konusu, Kur’ân-ı Kerîm’de iki başlık altında incelenebilir. İlki, insanlığın atası…
Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur….
(Özbekistan 980 – 1037)
İbn-i Sina, tıp alanında mikrobun varlığını keşfeden bilim adamı olup, 150’den fazla eser bırakmıştır. Bunlardan 17 tanesi tıp ile alakalıdır. Genellikle erken modern tıbbın babası olarak tanımlanır.
Devlet hizmetlerinde bakan, hekim ve filozof olarak görev aldığından gündüz devlet işlerinde gece bilim işlerinde çalışarak eserler ortaya koymuştur.
Felsefe konularında kitaplar yazmış; Belirtiler ve Uyarılar, Kurtuluş Kitabı gibi bu alanda meşhur olan eserler üretmiştir. Tıp Kanunu kitabı 1.000.000 kelimelik bir tıp ansiklopedisidir. Bu kitaplar tüm dünyada ders kitabı olarak okutulmuştur.
İbn Sina’nın çok zeki, çalışkan, verimli olduğu, zekâ ve bilgisine aşırı derecede güvenmenin yol açtığı hırçınlığı yanında mağlûbiyete tahammül edemeyen bir kişiliğe sahip bulunduğu kaydedilmektedir. Alâüddevle’nin huzurunda dil âlimi Ebû Mansûr el-Cübbâî ile yaptığı bir tartışma onun bu karakterine işaret etmektedir. Cûzcânî’nin anlattığına göre Cübbâî, bu tartışma sırasında İbn Sînâ’ya dil konusunda bilgisi bulunmadığını söylemiş, bunun üzerine İbn Sînâ üç yıl boyunca çalışarak dil alanında üstün bir seviyeye ulaşmış ve konuyla ilgili kitaplar kaleme almıştır. Sonunda Cübbâî ile tekrar görüşerek onu kendisinden özür dileyecek bir durumda bırakmıştır.