Rum Suresi Kerâmeti
Rumlar, yakın bir yerde (adna al-Ard) yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl (bıd-ı sinin) içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır....
“Kur’an’da astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle en küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kur’an okuyarak ve soruları Kur’an’dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum.”
“Hz. Muhammed’in evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin neredeyse imkansız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları son birkaç yıl içinde çok karmaşık ve gelişmiş teknolojik yöntemlerle bu durumun böyle olduğunu öğrendiler. 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında bir şey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz. Kur’an’da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel yöntemler şimdi Hz. Muhammed (s.a.v)’in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda.”
“Kur’ân’da insanın gelişimi ile ilgili ifadeleri açıklığa kavuşturmak benim için büyük bir zevkti. Ben emin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri Hz. Muhammed (s.a.v)’e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu yüzyıllar sonrasına kadar keşfedilmemiştir. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın elçisidir.”
“Bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle başa çıkabilirim. Embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. Kur’an’dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. Eğer bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle kendimi o çağa götürebilseydim, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım. Öyleyse (Kur’an’da) yazılan her şeyde İlahî müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çelişki göremiyorum.”
“Kur’ân’ın günümüzde yakın zamanda kurulmuş gerçekleri öngördüğüne inanılan birçok işaretinin tanımları tutarlı ve kasıtlı olarak belirsiz görünmekte ve herhangi bir çağın herhangi bir okurun bilgi seviyesiyle çelişecek bir açıklık derecesinden kaçınılmaktadır. Eğer Kur’ân, bu fenomenlerin (büyük patlama teorisi, atomun bölünmesi, evrenin genişlemesi vb.) kesin bir şekilde ele alsaydı, bunlar eski Müslüman bilim adamları tarafından bilinirdi. Kur’ân’ın gerçekten harika bir özelliği, bu işaretlerin bir nesilden diğerine güç, güzellik ve gizemlerinden hiçbir şey kaybetmemesidir; her nesil onları mevcut bilgi durumuyla uyumlu bulmuştur.”
Rumlar, yakın bir yerde (adna al-Ard) yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl (bıd-ı sinin) içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır....
Gökleri ve yeri, örneksiz yaratan O’dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi onun için sadece “Ol!” der, o şey oluşur. (Bakara Suresi 117. Ayet)...
(Resulüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. (Ta-Ha Suresi 105. Ayet) O gün (o kıyamet günü) yer ve dağlar sarsılır...
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah’ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler. (Enbiyâ Suresi 32. Ayet) Dünyayı çevreleyen atmosfer, yaşamın devamı...
Sen dağları görürsün de, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler. (Bu,) her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O,...